Esas No:2014/856
Karar No:2014/2559
Davacı vekili, Karaöz Köyü'nde bulunan 5,500 metrekare miktarındaki parsel sayılı taşınmazın davacının kök murisi olan babası A.. oğlu A.. E.. adına kayıtlı bulunduğunu, mirasçılarının davacı ile birlikte vefat eden annesi E.. E.., vefat eden kardeşi H.. E.. ile vefat eden kardeşinin çocuğu Ş.. C.. olduklarını, diğer mirasçıların sağlıklarında 20.05.1976 tarihli senetle hisselerini davacıya sattıklarından bu yana taşınmazı kullandığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlar, bir kısım davalılar ise usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş, yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece, taşınmaz satışının adi şekilde yapıldığı, resmi şekilde yapılması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacının yargılamadan sonra vefat etmesi üzerine mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
Taşınmazın 14.08.1963 tarihinde muris A.. oğlu A.. E.. adına tespit edildiği, 02.07.1967 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde zikredilen ve iddianın dayanağı olan 20.05.1976 tarihli harici senet, taşınmazın sınırları belirtilerek, muris A..’in ölümünden sonra vefat ettikleri anlaşılan mirasçıları E.. E.., H.. E.. ile Ş.. C..'in davacı S.. E..’a taşınmazı temlikine ilişkindir. Sözleşme bütün olarak tahlil edildiğinde miras payının devri niteliğindedir. TMK.nun 706, BK. 213, TK. 26. maddeleri kapsamında değil, TMK.nun 677. maddesi anlamında değerlendirilmelidir. Anılan hükmün birinci fıkrasına göre, bu tür devir senetlerinin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Başka bir anlatımla mirasçılar arasında gerçekleştirilen miras payı devrinin geçerli olması için noterde ya da tapu sicil memuru huzurunda yapılması zorunlu değildir.
Bu itibarla iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanıp, yerel bilirkişiler aracılığıyla senet sınırlarının mahallinde yöntemince araştırılıp uygulanmasından sonra sonuca gidilmesi gerekirken, senedin geçersizliğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Açıklanan nedenle davacı mirasçılarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı mirasçılarına iadesine 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.